Sözlük
İngilizce - Türkçe

Ensure

ɪnˈʃʊr
Son Derece Yaygın
700 - 800
700 - 800
Kelime sıklığı ve önem indeksi, bir kelimenin belirli bir dilde ne sıklıkta göründüğünü gösterir. Sayı ne kadar küçükse, kelime o kadar sık kullanılır. En sık kullanılan kelimeler genellikle 1 ile 4000 arasındadır. Bu önem indeksi, dil öğrenme süreciniz sırasında en faydalı kelimelere odaklanmanıza yardımcı olur.

sağlamak, garanti etmek, temin etmek

word] anlamları Türkçe

sağlamak

Örnek:
We need to ensure the project is completed on time.
Projeyi zamanında tamamlamak için sağlamalıyız.
Please ensure that the doors are locked before leaving.
Lütfen çıkmadan önce kapıların kilitlendiğinden emin olun.
Kullanım: formal/informalBağlam: Used in both spoken and written contexts, often in instructions or requests.
Not: This meaning emphasizes the act of making certain that something happens or is the case.

garanti etmek

Örnek:
The company ensures customer satisfaction with its services.
Şirket, hizmetleriyle müşteri memnuniyetini garanti eder.
They ensure the quality of their products through rigorous testing.
Ürünlerinin kalitesini titiz testler yaparak garanti ediyorlar.
Kullanım: formalBağlam: Typically used in business or formal settings to express assurance or warranty.
Not: This meaning is often associated with promises or commitments regarding quality or service.

temin etmek

Örnek:
The organization ensures that everyone has access to education.
Örgüt, herkesin eğitime erişimini temin eder.
We work to ensure that our community remains safe.
Toplumumuzun güvenliğini temin etmek için çalışıyoruz.
Kullanım: formal/informalBağlam: Used in discussions about rights, access, or safety.
Not: This meaning focuses on providing or securing something for people or groups.

Ensure eşanlamlıları

verify

To verify is to confirm the truth or accuracy of something.
Örnek: The bank needs to verify your identity before processing the transaction.
Not: Similar to 'ensure,' but 'verify' specifically refers to confirming the accuracy or truth of something rather than ensuring it will happen.

Ensure ifadeleri, yaygın kullanılan ifadeler

Make sure

To emphasize the importance of ensuring something.
Örnek: Make sure to lock the door before leaving.
Not: Slightly less formal than 'ensure'.

Guarantee

To promise or assure that something will happen or be the case.
Örnek: We guarantee that our products are of the highest quality.
Not: Stronger assurance than 'ensure'.

Assure

To make someone confident or certain of something.
Örnek: I assure you that the project will be completed on time.
Not: Similar to 'ensure' but focuses on providing confidence.

Secure

To make certain that something will happen or be obtained.
Örnek: We need to secure the funding before proceeding with the project.
Not: Implies taking steps to ensure something rather than just ensuring it.

Check

To verify or confirm that something is in order.
Örnek: Please check that all the details are correct before submitting the form.
Not: Less formal than 'ensure' and often involves verification.

Confirm

To establish the truth or accuracy of something.
Örnek: Can you confirm that the meeting is still scheduled for tomorrow?
Not: Similar to 'ensure' but focuses on verifying information.

Double-check

To check something again to ensure accuracy or completeness.
Örnek: I always double-check my work to avoid errors.
Not: Emphasizes the act of checking something multiple times for assurance.

Ensure günlük (argo) ifadeleri

Sure thing

Means something is guaranteed or will definitely happen without any doubt.
Örnek: Can you make sure the client receives the report? - Sure thing, I'll send it right away.
Not: In spoken language, 'sure thing' is a casual way to convey certainty or agreement rather than using the more formal 'ensure'.

Lock down

To make sure or firmly establish something.
Örnek: Let's lock down the details before we proceed with the project.
Not: While 'lock down' is more informal, it implies a sense of securing or finalizing a plan or arrangement.

Nail down

To secure or finalize something, especially details or arrangements.
Örnek: We need to nail down the specifics of the contract before signing it.
Not: Similar to 'lock down', 'nail down' is a more informal way to emphasize the act of confirming or securing details.

Whip into shape

To organize, improve, or put something in order.
Örnek: We must whip the project into shape to ensure it meets the deadline.
Not: This slang term implies the act of taking control and ensuring things are in proper condition or form.

Ensure - Örnekler

Ensure that you have enough food for the party.
Parti için yeterli yiyeceğiniz olduğundan emin olun.
The company ensures the quality of their products.
Şirket, ürünlerinin kalitesini garanti eder.
I want to ensure that everyone is on the same page.
Herkesin aynı fikirde olduğundan emin olmak istiyorum.

Ensure dilbilgisi

Ensure - Fiil (Verb) / Fiil, temel form (Verb, base form)
Sözcük tabanı: ensure
Çekimler
Fiil, geçmiş zaman (Verb, past tense): ensured
Fiil, ulaç veya şimdiki zaman ortacı (Verb, gerund or present participle): ensuring
Fiil, 3. tekil şahıs şimdiki zaman (Verb, 3rd person singular present): ensures
Fiil, temel form (Verb, base form): ensure
Fiil, 3. tekil şahıs olmayan şimdiki zaman (Verb, non-3rd person singular present): ensure
Hece, Ayrıştırma ve Vurgu
ensure 2 hece içerir: en • sure
Fonetik yazı: in-ˈshu̇r
en sure , in ˈshu̇r (Kırmızı hece vurguludur)

Ensure - Önem ve kullanım sıklığı

Kelime sıklığı ve önem indeksi, bir kelimenin belirli bir dilde ne sıklıkta göründüğünü gösterir. Sayı ne kadar küçükse, kelime o kadar sık kullanılır. En sık kullanılan kelimeler genellikle 1 ile 4000 arasındadır.
ensure: 700 - 800 (Son Derece Yaygın).
Bu önem indeksi, dil öğrenme süreciniz sırasında en faydalı kelimelere odaklanmanıza yardımcı olur.
Vocafy, etkin dil öğrenme
Vocafy, etkin dil öğrenme
Vocafy, yeni kelimeleri ve ifadeleri kolayca keşfetmene, düzenlemene ve öğrenmene yardımcı olur. Kişiselleştirilmiş kelime koleksiyonları oluştur ve her zaman, her yerde pratik yap.